Hayatımızın dijitalleştiği bir dönemde kalem ve kağıtla olan ilişkimizi azalttık.
Profesyonel hayatımda birlikte çalıştığım bir yöneticim vardı. Başarılı bir yöneticinin taşıması gereken her özellik vardı. Aslında ekibini zorladığı içinde biraz da “sinir bozucu!” bir kişiydi.
Birebir toplantı yaptığında, yanında a4 ebatında boş kağıtlar olurdu. Toplantı konusuyla ilgili düşüncelerini hem anlatırdı hem de kağıda yazardı. Konuşmamıza eşlik eden tüm noktalar zaten konuşulmuş olur ve o kağıt üzerinde yer alırdı. Toplantı bittikten sonrada yazdığı kağıtları yırtar çöpe atardı. Çok etkili bir yöntemdi.
Düşünceyi, hedefleri yazarak kağıda aktarma “soyut olanı, somut hale getirme” noktasında çok etkilidir. Öte yandan yazılı hale getirilmemiş olan bir hedef , dilek ya da temenniden öteye geçemez. Arkasında enerji bulamaz.
Yazılmamış hedefler kafa bulanıklığına, belirsizliğe, yanlış yönlendirilmeye ve çeşitli hatalara yol açar. Sizinle nerede okuduğumuz hatırlayamadığım, ilginç bir istatistik paylaşacağım. Yetişkinlerin yalnızca yüzde 3'ünün açık ve yazılı hedefleri varmış. Bu insanlar kendileriyle aynı yada kendilerinden üstün eğitime, yeteneğe sahip olan fakat istediklerini tam olarak kağıda geçiremeyen insanlardan beş-on kat daha başarılılarmış.
Benden bir dost tavsiyesi olsun size. Kalem ve kağıtla aranızı iyi tutun. Ve kağıt üzerinde düşünün.
Comments